Buluşma

1953 yılında bir gece yarısı, New York'ta bir otel odasında Albert Einstein'la Marilyn Monroe'nun ilginç buluşması.


Yazan: Terry Johnson
Türkçesi: Filiz Ofluoğlu
Yöneten: Genco Erkal
Sahne tasarımı: Barış Dinçel
Giysi: Sadık Kızılağaç

Oynayanlar
Profesör: Genco Erkal
Senatör: Ali Uyandıran
Oyuncu: Dolunay Soysert
Beyzbolcu: Erdem Akakçe

Yönetmen yardımcısı: Serdar Bordanacı-Aslı Şahin
Işık tasarımı: Halit Yazıcı
Ses: Fatih Kılıç
Sahne amiri: Bülent Yıldız

Müdür: Ahmet Kaya
Gişe: Sevda Met

Oyun Afişi
Yaratıcı yönetmen: Uğurcan Ataoğlu
Sanat Yönetmeni: Elif Yalçınkaya-Koray Doyran
Baskı: Format Matbaacılık

Oyun fotografları: Figen Türker - Bilal Eroğlu

Web tasarım: Pilli.com
Tanıtım sponsoru: Efes Pilsen

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının maddi katkılarıyla

Oyunun hakları ONK Ajans'tan alınmıştır.


BULUŞMA

1953 yılı yaz aylarında bir gece yarısı, New York'ta bir otel odasında dört kişinin yaşamı kesişir. Bu kişiler hiç beklemedikleri olaylar yaşar ve sonunda apayrı yönlere gitmek üzere otelden ayrılırlar.

Bunlardan biri dünyaca ünlü bir Alman profesörüdür. Hitler'in iktidara gelmesi üzerine ABD'ye sığınmıştır. Görelilik kuramının yaratıcısıdır. İsteği dışında gerçekleşmiş olsa da, atom bombasının sonuçlarından kendini sorumlu tutmaktadır. Özgürce yaşamak için geldiği ülkede polis gözetimi altındadır.

İkinci kişi olan Hollywood yıldızı, aptal, sarışın bir cinsellik simgesi olarak anılmaktan bezmiştir. Bambaşka bir yaşamın düşünü kurmaktadır. O gece çekilen sahnede beyaz plili elbisesinin eteği havalanmış, sinema tarihinin unutulmaz karelerinden biri oluşmuştur.

Eski beysbol yıldızı, sinema oyuncusunun kocasıdır. Film dünyasında eşinin peşinde koşmaktan bıkmıştır. Çocukları olsun, evinde eşiyle sessiz sakin bir yaşam sürsün ister.

Amerikan senatörü, ABD'de dehşet verici bir cadı kazanı kaynatmış, milliyetçilik bayrağına sarılarak sanatçıları, yazarları, bilim adamlarını vatan haini olmakla suçlamış, yaşamlarını mahvetmiştir.

Yazar Terry Johnson oyununun kişilerine isim vermemiş, onlardan profesör, oyuncu, senatör, beyzbolcu diye söz ediyor. Gerçekte böyle bir buluşma hiç yaşanmamış olsa da, bu kişileri hepimiz tanıyoruz, tarihsel gerçeklere göre de o gece bu buluşmanın gerçekleşmesi için tüm koşullar hazır. Oyun neredeyse bir belgesel, ama bütünüyle yazarın düş gücünün ürünü.

Oyunun özgün adının Türkçe karşılığı "Önemsizlik". Yıldızların altında, uzayın boşluğunda, ne kadar ünlü, ne kadar güzel, ne kadar zeki olursa olsun, tek bir insan yaşamının önemi nedir ki?

İlgi çekici temalar arasında abartmadan, ders vermeden, altını çizmeden dolaşan bu kısa öykü tadındaki oyunda söylenmeyenleri bulup çıkarmak izleyiciye düşüyor.

[ Yukarı ]

TERRY JOHNSON

Çağdaş İngiliz oyun yazarı ve yönetmen Terry Johnson'un yapıtları İngiltere, ABD, Avustralya, Almanya, Hollanda, Avusturya, Romanya, İsrail, Fransa, İrlanda, Kanada ve Türkiye'de oynandı. 90'lı yıllarda yazdığı ve sahnelediği oyunlarla İngiliz Tiyatrosunun en önemli ödüllerini kazandı.

Tiyatrodaki ilk büyük çıkışını 1982 yılında Londra'da, Royal Court Tiyatrosu'nda sahnelenen Buluşma (Insignificance) adlı oyunuyla yapmıştı. Oyun aynı yıl Plays and Players dergisiyle Evening Standard gazetesi ödüllerini kazanmış, Nicolas Roeg'in bu oyundan uyarladığı film 1985 Cannes Film Festivali'nde İngiltere adına yarışmıştı.

Sigmund Freud'la Salvador Dali'yi bir araya getiren bir başka oyunu Histeri (Hysteria) ülkemizde Tiyatro Stüdyosu tarafından Ahmet Levendoğlu 'nun çevirisiyle sahnelendi.

Film senaryoları da olan Terry Johnson'un İngiliz televizyon kanalları BBC ve ITV'nin yanı sıra Avustralya'nın ABC kanalı için yazdığı televizyon oyunları tüm dünyada izlendi.

Son yıllarda İngiliz Ulusal Tiyatrosunda ve Londra'nın tiyatro merkezi West End'de kendi oyunlarını yöneten Terry Johnson'un ödül alan önemli oyunları arasında Dead Funny (Öldüresiye Gülünç), Unsuitable for Adults (Yetişkinler için Uygunsuz), Imagine Drowning (Düşün ki Boğuluyorsun), Cleo, Camping, Emmanuelle and Dick, The London Cuckolds (Londra Boynuzluları), The Graduate (Üniversite Mezunu- ya da filminin Türkçe adıyla Aşk Mevsimi), The Hitchcock Blonde (Hitchcock Sarışını) sayılabilir.

[ Yukarı ]

Basından Yankılar

“Gidin, görün. Güzel ve etkileyici bir oyun.” Oral Çalışlar (Cumhuriyet)

“Son derece zekice ve esprili bir metin…sahneye taşınış biçimi ve oyunculuklarıyla da son derece başarılı.” Zeynep Aksoy (Milliyet Haftalık Rehber)

“Hayatın sıradanlıkları ile olağanüstülükleri arasında gidip gelen ilginç ve eğlenceli bir oyun.” Turgay Tüfekçi (Cumhuriyet)

“Zarif bir komedi. İnsanı derin düşüncelere sevkedecek diyaloglarla bezeli.” Hakkı Devrim (Radikal)

Aşağıdaki başlıklara tıklayarak yazıların tamamına ulaşabilirsiniz.







2.sayfa, 3.sayfa




[ Yukarı ]